DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara °C
Ankara
°C
°C
°C
°C
°C

KAMU EMEKÇİ KONFEDERASYONLARI ORTAK MÜCADELE ETMELİDİR

Kamuda memur kadrolarında istihdam eden yaklaşık 3,5 milyon personelin 2026 ve 2027 yıllarını kapsayacak, başta ücret artışları ve zam oranları olmak üzere bazı hak kazanımlarını da içerecek olan toplu sözleşme görüşmeleri 1 Ağustos 2025 tarihinde başlıyor.

Toplu sözleşme görüşmelerinde memur tarafını yetkili konfederasyon olan Memur-Sen temsil edecek.

Toplu sözleşme görüşmelerine kısa bir zaman kala Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu‘na bağlı sendikalarda örgütlü olan Hepimizin Sendikası grubu tüm emekçi konfederasyonlarına ortak mücadele çağrısı içeren bir açıklama yaptı.

Hepimizin Sendikası grubunun yaptığı açıklamada, hükümetin kamu işlerine %17’lik sefalet zammını reva gördüğü koşullarda, memurlara daha iyi bir zam oranını teklif etmesinin düşünülemeyeceği vurgulanarak, hükümetin ücret politikasının yanında vergi adaletsizliğine karşı da ortak mücadele edilmesi gerektiğine dikkat çekildi.

HEPİMİZİN SENDİKASI GRUBU’NUN AÇKIKLAMASININ TAMAMI:

TOPLU SÖZLEŞME İÇİN KAMU EMEKÇİ KONFEDERASYONLARI ORTAK MÜCADELE ETMELİDİR
Hükümetin uyguladığı neoliberal malî politikalar işçilerin, emekçilerin geçim zorluğunu artırıyor. Hükümet, sözde işçi ve emekçilerin ücretlerinin yüksek olması nedeniyle enflasyon yaşandığını iddia ederek ücretleri baskılayıp fiyatları yükselterek işçi ve emekçilerin alım gücünü düşürüyor. İşçi ve emekçiden tasarruf edilen kaynaklar faiz adı altında emperyalist finans merkezlerine akıtılıyor.
Bu koşullarda hükümet, kamu işçisine yüzde 17 zam teklif etti. Yeniden değerleme oranının yüzde 50 dolaylarında kira artış oranlarının yüzde 43’ler düzeyinde olduğu anımsandığında önerilen rakamların işçi ve emekçileri sefalete mahkum etmeye matuf olduğu anlaşılacaktır. Bu koşullarda kamu işçisine yüzde 17 zammı reva görenlerin kamu emekçilerine daha iyi zam teklif edeceği düşünülemez. Asgarî ücretlisiyle, kamu işçisiyle, emeklisiyle, kamu emekçisi olarak kaderimiz bir ve beraber. Dolayısıyla ücretleri baskılayan neoliberal politikalara karşı birlikte mücadele etmeliyiz. Tüm kamu emekçileri sendika ve konfederasyonları kamu işçilerinin yüzde 17’lik sefalet zammına karşı yürüttükleri mücadeleye katılmalı ve ortak bir mücadele hattı kurulmalıdır.
Birlikte Mücadele Edilmeli
Emekçi ücretlerinin baskılandığı, kamu işçilerine yüzde 17’lik sefalet zammının reva görüldüğü koşullarda 1 Ağustos tarihinde kamu emekçileri hükümetle TİS masasına oturacak. Bu politikalara karşı mücadele yürütülmeden yüzdelik zamların hiçbir anlam ifade etmeyeceği ortadadır. Hükümet, talebi bastırmak yerine üretimi artırıcı, alım gücünü artırıcı politikalara zorlanmalıdır. Bu ise, birlikte ve kararlı bir mücadele ile gerçekleşecektir. İşçinin, emekçinin, emeklinin nafakası emperyalist merkezlere faiz olarak ödeniyor. Bütçeye yük işçi, emekçi değil faiz giderleridir, ihale rantlarıdır, vurgunlardır, kamudaki savurganlıklardır. Bu temelde yetkili konfederasyon diğer konfederasyonları ortak bir mücadeleye davet etmeli, işçi konfederasyonları ile birlikte ortak bir mücadele hattı kurulmalıdır. Ortak mücadele olmazsa TİS masasına kamu emekçisinin gücü yansımaz. Hükümetin uyguladığı neoliberal politikalara karşı kararlı mücadele edilmeden oransal zamlar üzerinden yürütülecek mücaledenin anlamı olmayacak, kaşıkla verilen kepçeyle alınacaktır.
Hükümetin ücret politikaları yanında vergi politikalarıyla da mücadele edilmelidir. Türkiye’de adil bir vergi düzeni yoktur. Bütçe gelirlerinin yüzde 65’ini tüketim vergileri olan KDV/ÖTV oluşturmaktadır. Emekçilerin ücretleri kısılırken onlardan alınan vergiler artmakta, artık bıçak kemiğe dayanmaktadır. Bu, böyle gitmeyecektir.
HEPİMİZİN SENDİKASI GRUBU
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.