ROTASYON ÇÖZÜM MÜ?
Bugünlerde öğretmenler odasında en çok konuşulan konulardan biri “rotasyon” dur herhalde. Kimisi dört gözle rotasyonun uygulanmasını beklerken kimisi de hararetli bir şekilde karşı çıkmaktadır. Aslında rotasyon konusu yeni bir şey değildir. 2015 yılında yayınlanmış ve şu an yürürlükte olan MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖĞRETMEN ATAMA VE YER DEĞİŞTİRME YÖNETMELİĞİ’nin 48.Maddesinde yer almaktadır. İlgili maddede “(1)Öğretmenler, aynı eğitim kurumunda adaylık dâhil toplamda en fazla12 yıl görev yapabilir. (2) Aynı eğitim kurumunda yer değiştirme yapılacak yılın 30 Eylül tarihi itibarıyla toplam12 yıl görev yapan öğretmenlerin atamaları, yapılacak duyuru üzerine ders yılının sona erdiği tarihten itibaren en fazla iki ay içinde, coğrafi durum ve ulaşım şartları göz önünde bulundurularak valiliklerce belirlenen ilçe gruplarında olmak üzere alanlarında öğretmen ihtiyacı bulunan eğitim kurumlarına tercihleri doğrultusunda hizmet puanı üstünlüğüne göre yapılır. Tercihlerine atanamayanlar ile tercih yapmayanların atamaları ise aynı eğitim kurumundaki görev süresi en fazla olandan başlamak üzere alanlarında öğretmen ihtiyacı bulunan ilçe gruplarındaki eğitim kurumlarına valiliklerce resen yapılır.” denmektedir. Ancak yönetmeliğin bu maddesi şimdiye kadar hiç uygulanmamıştır. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile yeniden ve yeni bir şeymiş gibi gündeme getirilmiştir. Rotasyona karşı olduklarına dair bazı sendikalar açıklamalarda bulunurken bazı sendikalarda sessizliğe bürünmüşlerdir. Rotasyona karşı olan sendikalar karşı olma sebeplerini açıklamışlar ve bu sebepler içerisinde rotasyonun öğretmenin üzerinde bir tehdit aracına dönmesine bir sürgün halini almasından endişe ettiklerini ifade etmişlerdir.
Rotasyon konusu öğretmenleri de ikiye bölmüştür. Bir kesim rotasyonun olması gerektiğini savunurken dört gözle uygulanmasını da beklemektedirler. Aslında rotasyonun olması gerektiğini savunan öğretmenlerin birçoğu uzun yıllardır aynı okulda çalışan yer değiştirmek isteyip de yer değiştiremeyen öğretmenlerdir. 15-20 yıldır kilometrelerce yol yaparak kırsaldaki mahallelere veya köylere gidip gelen öğretmenler rotasyonu bir kurtuluş olarak görmektedirler. Çünkü yıllardır yanlış uygulanan atama takviminden kaynaklı merkezdeki okullar hep dolu görünmekte bu sebeple de tayinleri çıkmamaktadır. Oysaki rotasyona gerek kalmadan bu sorun çözülebilir. Çözümü basamaklar halinde şöyle sıralayabiliriz;
1- Öncelikle emekliliğin cazip hâle getirilmesi gerekmektedir. Bu da emekli maaşlarının iyileştirmesi ile yapılır. Emeklilere insanca bir yaşam koşulu sağlanırsa sırf ekonomik kaygılardan dolayı çalışmak zorunda kalan emekliliği hak etmiş birçok kişi emekliliğe ayrılabilir.
2- İl içi, iller arası ve özür grubu atama takvimini emekli olacakların ayrılış işlemlerinden sonra gerçekleştirilmelidir.
3- Sıra tayini çalıştırılmalıdır. İl içi atamalarını ağustos ayının başında emeklilerin ayrılışından sonra yapılmalı, sonra il dışı atamaları yapılmalı daha sonra özür grubu atamaları yapılmalıdır. Tüm bu atamalardan sonra ağustos sonunda il içi sıra tayinin işletilmeli ve yine şubat ayında ilici sıra tayinin işletilmelidir. Teknoloji çağında yaşıyoruz. Tüm bu işlemleri internet üzerinden ve sonuçları yapay zekayla çok kısa zaman dilimlerinde yapabilir.
4- İl veya ilçe emrindeki istihdam fazlası olanları köylerdeki ya da kırsal mahallerdeki okullarla ilişkilendirmek.
5- Müdür ve müdür yardımcılığı görevini yürütenlerin bu görevlerinden istifa ettikleri zaman boş olan kadrolara atanmaları yerine istihdam fazlası olarak ilçe emrine alınmaları ve norm fazlası atamalarında puan üstünlüğüne göre atamalarının yapılmasıdır.
Rotasyona karşı olanların ana gerekçesi ise rotasyonun adilane bir şekilde uygulanmayacağı kaygısı ve bunun bir tehdit aracına döneceğine endişesidir. Bütün atamalar bir kritere bağlanmışken geçici görevlendirmeler herhangi bir kritere bağlanmamıştır. Hâl böyle iken taşralarda bir kısım sendikalar hak arama vasfından feragat etmekte ve iş gördürme merkezleri hâline gelmektedirler. Hatta siyasîlerle girdikleri kafa-kol ilişkilerini de kullanarak hak yeme mekanizmasına dönmektedirler. Bugün bile birçok il ve ilçelerde geçici görevlendirme ile kendi kadrosunun olduğu okulda değil de bir başka okulda çalışan binlerce öğretmen vardır. Bu görevlendirmelerde tek kriter belli bir sendikaya üye olmaktan öteye geçmemektedir. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda rotasyon uygulandığı zaman bir kısım öğretmen rotasyonla gitmek zorunda kaldığı okullarda çalışmak zorunda kalırken bir kısım öğretmen belli sendikaların aracılığıyla kadrolarının olduğu okullara bir gün bile gitmeden geçici görevlendirmelerle istedikleri okullarda çalışmaya devam edecekleri gün gibi ortadadır. Dolayısıyla yıllardır taşralardaki okullara gidiş geliş yapan öğretmenlerin sorunlarına rotasyon çözüm olmayacaktır.
Vedat AKDENİZ