EĞİTİM-İŞ’TE BÖLÜCÜLÜĞE KARŞI TAVIR – 19
5-6 Ağustos 2017 Tarihinde Eğitim-İş 5. Olağan Genel Kurulu gerçekleştirilecekti. Genel Kurulun isminin Şehit Öğretmenlerimiz Şenay Aybüke Yalçın ve Necmettin Yılmaz Genel Kurulu olması Hepimizin Sendikası Grubu tarafından önerilecek ve kabul edilecekti. Hepimizin Sendikası Grubu her fırsatta kuruluş gerekçemizi hatırlatmakta kararlıydı.
2017’de Eğitim-İş’teki 11 Haziran ve Yol Arkadaşları Gruplarının yürütmeleri söylem değiştirip dönüşürken, Hepimizin Sendikası Grubu bölücülüğe ve emperyalizme karşı tavırda direnç göstermişti. HS grubu Türkçe Eğitim önergesi veriyor, PKK’ya ve FETÖ’ya karşı yapılan operasyonları desteklediğini açıktan söylüyor, Vatan Emek Cumhuriyet mücadelesinde ısrar ediyordu. Hepimizin Sendikası Grubunun bu tutumuna diğer gruplar ‘’AKP yandaşı’ kara propagandası ile karşılık veriyordu. İktidara muhalefet ile Türkiye’ye muhalefeti diğer grupların yürütmeleri kasıtlı olarak birbirine karıştırıyor ve Eğitim-İş içerisinde Hepimizin Sendikası yalnızlaştırılmaya çalışılıyordu. Bu anlayış 5-6 Ağustos 2017’de gerçekleştirilen Eğitim-İş 5. Olağan Genel Kuruluna da yansıyacaktı. Eğitim-İş’te aday listesi çıkaran Yol Arkadaşları ve 11 Haziran Grupları, belirleyici delege sayısına sahip Hepimizin Sendikası Grubu ile tam liste çıkmamak pahasına ittifak yapmamakta kararlıydılar. Tek Başına Hepimizin Sendikası Grubunun Merkez Yönetim Kurullarına girme şansı yoktu. Hepimizin Sendikası da liste çıkarmayacak ve her iki listeden seçtiği adayları destekleyecekti. Hepimizin Sendikasının desteklediği adaylar ise merkez kurullara seçilecekti. Yol Arkadaşları ve 11 Haziran Gruplarının listelerindeki adayları seçen Hepimizin Sendikasına yine düşmanca bir tavır gösterilecekti. Diğer grupların genel başkan olarak düşündüğü adayları Hepimizin Sendikası Grubu nasıl seçmezdi? Bunu düşmanca tutumun gerekçesi göstermek isteyenler bile oldu. Hem Hepimizin Sendikasıyla hiç bir şekilde ittifak yapmayacaklardı hem de Hepimizin Sendikası Grubu onların istediği şekilde oy verecekti. Eğer bu şekilde oy vermezlerse düşman ilan etmek haklarıydı. Bunun akılla, demokrasiyle, vicdanla izahı yoktu.
Yol Arkadaşları ve 11 Haziran Gruplarının dengeli dağılımından oluşan merkez kurullarda görev dağılımı yapıldı. MYK’da yapılan görev dağılımı sonucu Eğitim-İş Genel Başkanı Sayın Orhan Yıldırım oldu. (12 Ağustos 2017)
Sayın Orhan Yıldırım Başkanlığındaki yeni Merkez Yönetim Kurulu kısa süre de olsa sendika içinde birleştirici ve demokratik bir tutum izlemeye çalışmıştı. Özellikle oluşturulan Tüzük Komisyonu’nun her delege yapısını temsil edecek şekilde oluşturulması bunun göstergesiydi. Ancak sonrasında yaşananlar sendikal tarihe kara bir leke olarak geçecekti. Tüzük Kurultayı’nda yaşananları Hepimizin Sendikası açıklamasından alıntılarla aktarıyorum. ‘’MYK’nın 13.10.2017 tarih ve 877 karar gereği oluşturulan 9 kişilik tüzük komisyonu ilan edilmişti. Tüzük Komisyonunun 10 aya yakın çalışmaları sonunda ortaya çıkan tüzük taslağı MYK’ya sunulmuştur. Hazırlanan taslak metin, MYK tarafından tüm örgütün değerlendirmesine sunulmuş ve görüş istenmiştir. Tüm çalışmaların sonunda, Tüzük Kurultayımız 10 Temmuz 2018 Salı günü toplanmıştır. 10 Temmuz 2018 Salı sabahı başlayan Tüzük Kurultayı, daha başlar başlamaz yara alacaktı. MYK, Yol Arkadaşları ve 11 Haziran Grubu önerge vererek 10 aya yakın çalışmalar yürüten ve yoğun bir emek harcayan Tüzük Komisyonunu yok saymıştır (Hepimizin Sendikası Grubu Açıklaması 12.07.2018) Yani kurultaydaki tartışmanın nedeni tüzükte yapılan değişiklikler değildi, komisyonun kendisiydi. Yol Arkadaşları grubu grupçuluk yaparak ve delege gücünü kullanarak emeği, demokrasiyi, adaleti , hukuku ayaklar altına almaktan çekinmiyordu. Hepimizin Sendikasının yürütmesinden Sayın Ayla Erdem ve Eğitim-İş’in Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yetkili komisyon üyesi ve Şube Başkanı Sayın Haşim Karaman’ın Tüzük Komisyonu üyeliği yok sayılacaktı. 9 kişilik Tüzük Komisyonu 7 kişiye düşürülerek kabul edilecekti. Sayın Ayla Erdem Eğitim-İş’in değil Cumhuriyet düşmanlarının düşman olması gereken biriydi. ‘’Öğretmenin Cumhuriyet’i Koruma ve Anlatma görevi vardır’’ dediği için 2002 Eğitim-Sen Genel Kurulunda kürsüden yuhalanan indirilen Sayın Ayla Erdem’in şimdi de Eğitim-İş’te Tüzük Komisyonu üyeliği haksız ve hukuksuz bir şekilde tanınmıyordu. Eğitim-İş’in Merkez Yönetimi Kurulu 2018 yılında diğer grupların baskısına boyun eğecekti.
Eğitim-İş MYK’sı yeni seçildiği günlerde görev dağılımını yaparken yani daha ilk günden varlık nedenini unutmuştu. Tarihler 11 Ağustos 2017’yi gösterirken, Hain Terör örgütü PKK 15 yaşındaki Eren Bülbül’ü şehit edecekti. Tüm Türkiye ile birlikte Eğitim-İş tabanı da Kahraman Şehidimizi ‘’İyi ki Varsın Eren’’ etiketiyle sonsuzluğa uğurlarken ve çocuk katili PKK’yı lanetlerken Eğitim-İş MYK’sı Eren’i unuttu. Eren’i anmadığı için çocuk katili PKK’yı da kınamadı. Sonraki 11 Ağustoslarda da Şehidimiz Eren ile ilgili bir açıklama yapmadı. Üzerine yazacağım hiç bir şey Eren’i ‘’unutmak’’ kadar utanç verici olamayacağı için yazma gereği dahi duymuyorum.
Bu ülkenin önce vatan diye daha 15’indeki şehit düşen yürekli çocuklarının da, Amerika’nın kara gücü PKK’nın hainliklerinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. Bilinçlere bir mıh gibi çakacağız.
İyi ki Varsın Eren!
İyi ki varsın!
Haftaya Eğitim-İş’te Bölücülüğe karşı tavrı anlatmaya devam edeceğim. Yeşil Vatanımızın bağrında emperyalizmin yaktığı son ateşin de söndüğü haberini aldığımız bir hafta sonu diliyorum.
Uygar SUNAL
Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube ve Manisa Şube Eski Örgütlenme Sekreteri