DOLAR 32,3514
EURO 34,4836
ALTIN 2.448,39
BIST 9.814,19
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 21°C
Az Bulutlu
Ankara
21°C
Az Bulutlu
Cts 20°C
Paz 22°C
Pts 25°C
Sal 24°C

SARIKLI ÖĞRENCİ VE KADININ ÖZGÜRLÜĞÜ

Aydın İmam Hatip Lisesi’nde görev yapan kadın öğretmen, 15 Kasım’da, Arapça dersine girdiği 3 öğrencinin şalvarlı-sarıklı sınıfta oturmasına itiraz edince tehdit ve hakarete maruz kaldı. Öğrencilerden biri “Sen benim sarığımı çıkaramazsın. Kadın başına konuşma, zaten saçını başını açıp gelmişin, kadın-madın demem döverim” diyerek öğretmenin üzerine yürüdü. Öğretmen ‘Kolaysa döv’ dediğimde ‘O günler de gelecek, merak etme’ dedi.

Olay çeşitli boyutlarıyla ele alınabilir, ancak kadına reva görülen anlayışa dikkat çekmek istiyorum. Erkeğin, kadının başının açık olmasını sorgulaması, kadını dövme hakkını kendinde görmesi bireysel bir mesele olarak görülerek disipline veya yargıya havale edilerek geçiştirilemeyecek kadar önemli. Zira bu tür olayların giderek artabilecek olmasının kaynakları üzerinde durmalıyız. Bu kaynaklarından biri olan ders kitaplarını ele alacağım.

2017 yılında değişen müfredatla birlikte kadın cinsel bir obje gibi görülerek toplumsal yaşamdan, iş hayatından uzaklaştırılması, saklanması gereken bir varlık olarak görülmektedir. Ders kitaplarında özgürlüğü elinden alınarak erkeğin kölesi haline getirilen kadın anlayışını görebiliriz. Ders kitaplarında kadını köleleştiren şu ifadeler yer almaktadır:

1. Kocaya 4’e kadar çok eşli olma hakkı.
2. Anneleri ile zifafa girilmeyen üvey kızlarla evlenilebilir.
3. Boşama yetkisi kocaya verilmiştir, koca yetkisini başkasına devredebilir.
4. Boşama için kocanın mahkemeye gitmesine gerek yok, “boş ol” demesi yeterli.
5. Boşamadığı halde kasten yanlış beyanda bulunan Maliki ve Hanbeli eşini boşamış sayılıyor.
6. Zifaf gerçekleşmeden yapılan boşama geçerlidir.
7. Kadını âdetli iken boşamak geçerli.
8. Çocuk olmaması boşanma sebebi sayılıyor.
9. Mirastan kız çocuklara, erkeğin yarısı kadar pay verilir.
10. Kadının “açmasına izin verilen avreti; yüzü, bilekleriyle birlikte elleridir”,
11. Mezheplere göre avret yeri, farklı düzenlendi.
12. Elbise, karşı cinsin dikkatini çekmemeliymiş.
13. Kadına bakmak haram.
14. Kürtaj “cinayettir” yaklaşımı.
15. Estetik yasak.
16. Tekfir eden (dinden çıkan) erkekse Müslüman bir kadınla evlenemez.
17. Dinini ve ahlakını beğendiğiniz dünürün oğluna kızınızı vermezseniz yeryüzünde fitne ve bozgunculuk olurmuş.
18. Kadın, eşinin sevmediği kimseleri evinize sokmamalı ve hoşlanmadığı kimselerle konuşmamalı imiş.

Bu hususların yer aldığı kitapların birkaç sayfasını gösterelim verelim.

Fıkıh kitabının 157. sayfası şöyledir.

“Fıkıh Okumaları” kitabında üvey kızla üvey babanın evlenebileceği 104. sayfada şu şekilde yer almıştır:

Ders kitaplarında başka sıkıntılı hususlar da var. Dolayısıyla disiplin cezalarıyla, dava açmayla bu tür olayların önüne geçilemez. Bu kitaplardaki hususların öğretildiği öğrenciler benzer olayların daha fazlasını yapacaktır. Dolayısıyla ders kitaplarındaki bu hususların ayıklanması ve/veya kadının onuruna, haklarına yönelik yorum geliştirilmesi gerekir.

Kadının özgürlüğünü ve onurunu nasıl savunuruz?

Konu sadece kadınlarımız açısından önemli değildir. Kadın hususu üzerinden milleti bölecek uygulamalara karşı mücadele, ABD’ye ve işbirlikçileri PKK, FETÖ’ye karşı vatan savaşımızın başarısı açısından önemlidir. Kadının özgürlüğünü ve onurunu savunma mücadelesi bu temelde verilmelidir. Milletin arasına ayrım sokarak, kadının onuruna aykırı ifadeleri devlet kurumlarından yayarak milletin birliğine zarar verilir. Kutuplaşmaya neden olduğunuzda haklı görüşlerinizi kabul ettireceklerinizin sayısı azalır. Ayrışmış, kutuplaşmış bir milletleemperyalizme karşı mücadelemiz başarıya ulaşamaz. Laik-antilaik kutuplaşması yarar sağlamaz. Milli birlik ve emperyalizme karşı başarı üzerinden söylem geliştirilmelidir. FETÖ, PKK gibi unsurların ders kitaplarındaki bu ayrımcı ifadeleri milleti ayrıştırmak için kullanacağını belirtelim.

Kurumlar (sendika, dernek, parti, baro, meslek kuruluşları, vb) halkı bilgilendirip mücadele ediyorlar mı?

Hayır. Çünkü en başta bilmiyorlar. Araştıranları, dile getirenleri de önemsemiyorlar. Dolayısıyla sendikalarımızın, kurumlarımızın kadın öğretmenimizin yanında olduklarını açıklamaları bireysel fayda olmanın ötesine geçmiyor. Kadının özgürlüğü sinekle mücadeleyle değil bataklığı kurutmakla sağlanır. Gazetecilerimiz haberleştirmeli, yazarlarımız köşelerinde, yazılarında dile getirmeli, sendika, dernek, baro, partilerimiz tepki göstermelidir.

Not: Ders kitapları ve Diyanet fetvalarındaki kadının özgürlüğüne, onuruna aykırı hususlar için GayrimilliEğitim ve Diyanet’in Fetvaları kitaplarım incelenebilir.

Mustafa Solak

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.