YAĞMUR ÖĞRETİR
Kendi çapımızda şairliğimize delalettir..Haldan anlayana beyanımızdır..Hü gerçeğe!
YAĞMUR ÖĞRETİR
Yağmurlarda öğrendim türkü söylemeyi
İki satır yazmayı sevda üstüne
En çok ta damlaların sevişmesi
Doğurdu yanağımda hüznü
Çok uzak yerlerden
Belki başka diyarlardan
Katar katar geldi özlem
Geldi sevda türküleri, ağıtlar
Sıcak nefesi evrenin..
Soyu sopu kurutulmuş
Kızılderili’nin ağıtını
İlkel kabilelerin ilkel şarkılarını
Kara derili, sıtmalı, bakımsız
Aşağılanan siyah insanların
Öfkeli çığlığını duydum yüreğimde
Her an ölümden beter
Her an ekmek kavgasında
Her an kısır döngüde öfkeli emekçinin
Keskin tınısını duydum, nefret katarlarında
En çok bu yağmurlar öğretti
Yaşam çıplak el yalınayak
Kaskatı soğuk bir demir
Sanırım ki bu dem
Son demdir
Bugün yağmur yağdı olduğunca
Sırıl’ını tattım sıklam ihanetlerde
Yine de sonsuz bir huzur
Tarifsiz keder ve sevinçler duydum
Öyle bir fırtınaya tutulmalıyım ki
Öyle bir yağmalı ki yağmur
Ne taş kalmalı taş üstünde
Ne de toprağa çakılı ağaç
Say ki öfkemi dillendirdim
Düşün ki öcünü aldım yaşanmamış hayatların
Yeşertmeliyim yokluktan varlığı
Eser benimdir demeliyim
Kıvanç duymalıyım topraktan
Böyle yağmurlarda öğrendim şiir yazmayı
Uçsuz bucaksız beyaz bir sayfadır dağlar
Gözyaşlarım tükenmez kalem
Seyrine yanarım dumanların
Akarsular sanki yüreğimdir
Bendine sığmaz gece gündüz
Yazmadığım destan kalmaz
Destanım cihana sığmaz
Böyle yağmurlarda öğrendim gülmeyi
Komik hikâyeler anlattı yağmur
Dünyanın dört bir yanından
Elvan elvan halkın kahkahası
Elvan elvan halkın yaşam sevinci
Ellerime konuk oldu apansız
Bundandır severim insanları
Ben de bilirim ağıtlarını gülütlerini
Hep böyle yağmurlardandır
Sebebim olan böyle yağmurlardan
Tanırım insanın, tüm görüntülerini
OZAN ZÂRİ