6 YAŞINDAKİ KIZIN EVLENDİRİLMESİNİ LANETLEMEKLE Mİ YETİNECEĞİZ?
İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel, 6 yaşındaki kızını, 29 yaşındaki müridiyle imam nikâhı ile evlendirdi. Yıllar sonra kızı şikayetçi oldu. Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı yaptığı açıklamada, “İslam’a göre, bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilmeleri söz konusu olamaz.”[1] dedi. Diyanet böyle demekle beraber daha önce “Dini Terimler Sözlüğü”nde, bulûğ yaşının alt sınırını kızlarda 9, erkeklerde 12 olarak tespit etmişti. Şöyle diyordu:
“İslâm hukukçularınca bulûğ çağının alt sınırı, erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak belirlenmiştir. Bu yaşa ulaştıktan sonra erkeğin ihtilam olması [rüyada cinsel tatmine ulaşması], baba olabilme devresine girmesi; kızın da adet görmesi, gebe kalabilme çağına ulaşması fiilî olarak bâliğ olmalarıdır. Ancak erkek ve kızlar 15 yaşlarına ulaştıklarında, kendilerinde bu erginlik alametleri görülmese de bâliğ olduklarına hükmedilir. Buluğ, kişinin dinen mükellef sayılıp, yetişkin insan statüsünü kazandığı dönemdir.”[2]
Bu ifadenin kamuoyunda tepki görmesi üzerine Diyanet, ilgili ifadeleri sitesinden kaldırarak şu açıklamayı yapmıştı:
“Bugün bazı basın yayın organlarında yer alan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kız çocuklarının erken yaşta evlenebilecekleri yönünde açıklamada bulunduğuna dair haberler asılsız olup, kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Dini Terimler Sözlüğü adlı yayınımızdaki tanım ve maddelerin çarpıtılmasıyla böyle bir iddia üretmek iyi niyetle izah edilemez.
Kız çocuklarını anne olma ve aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan, psikolojik ve biyolojik olgunluğa erişmeden evlendirmek, nikahta rıza ve irade hürriyetini şart koşan İslam dini ile bağdaşmaz. Nitekim Başkanlığımız, tarihi boyunca erken yaşta evliliklere asla onay vermemiştir, vermeyecektir. Kurumumuz tarafından gerçekleştirilen Din Şuraları ve İl Müftüleri Seminerleri gibi üst düzey toplantıların Sonuç Bildirgelerinde, kız çocuklarını erken yaşta evlendirmenin asla dini referanslarla desteklenemeyeceği defalarca kayda geçirilmiştir. Din İşleri Yüksek Kurulumuzun görüşü de bu yöndedir.”[3]
Oysa Diyanet “İslâm hukukçularınca bulûğ çağının alt sınırı, erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak belirlenmiştir” diyerek açıkça buluğ yaşını ve buluğ ile erkeğin “baba olabilme devresine”, kızın da “gebe kalabilme çağına” ulaştığını söylüyor. Bu ifadelerin yorumu kızın 9, erkeğin 12 yaşında evlenebileceği ve çocuk sahibi olabileceğidir. Diyanet ergenlik yaşının kızlar için 17, erkekler için 19 olduğunu belirterek geri adım atmış görünse ve Dini Terimler Sözlüğü’ndeki ifadeyi kaldırsa da “15 yaşına kadar ergenliğe ulaşmamış bir kız, 15 yaşını bitirdiği tarihten itibaren hükmen ergen ve mükellef sayılır” diyerek aslında geri atmamış oluyor.
Medeni Yasamızın 124. maddesinde belirtildiği üzere “erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.” Ancak, hâkim “olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan” erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Diyanet ise ergenlik yaşına dair açıklaması ile 15 yaşından küçüklerin de evlenebileceğini ima yoluyla açıklamış oluyor.
Fetvalar ve ders kitaplarındaki başka sıkıntılı hususlar
Kız çocuklarının, kadının onuruna, özgürlüğüne aykırı benzer hükümler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda okuttuğu ders kitaplarında da var. Diyanet’in 6 yaşındaki kızın evlendirilmesine ilişkin açıklamasını önemsemek isteriz ama Diyanet ve MEB, kız çocuklarının, kadının korunmasına yönelik fetvalar ve ders kitaplarında yer alan şu sıkıntılı hususları kaldırmalıdır:
- Kızlar 15 yaşından önce de evlenebilir
- Nişanlılar flört edemezler, el ele tutuşamazlar
- Kocaya 4’e kadar çok eşli olma hakkı
- Nikâhta iki kadının şahitliği bir erkeğin şahitliğine denk
- Mirastan kız çocuklara, erkeğin yarısı kadar pay
- Boşama yetkisi kocaya verilmiştir, koca yetkisini başkasına devredebilir.
- Koca, “boşadım” diyerek karısını boşayabilir, mahkemeye gitmek gerekmiyor
- “Şart olsun ki” yemini yerine getirmeyen, eşinden boşanmış sayılabilecek
- Koca, karısını şarta veya süreye bağlayarak da boşayabilir
- Koca, boşama niyeti olmasa da tehdit için “boşadım” derse karısını boşamış olur mu?
- Boşamadığı halde kasten yanlış beyanda bulunan Maliki ve Hanbeli eşini boşamış sayılıyor
- Eşi kaybolan kişinin başkasıyla evlenebilmesi için gerekli süre mezhebe göre 120 yıla çıkıyor
- Zifaf gerçekleşmeden yapılan boşama geçerlidir
- Çocuk olmaması boşanma sebebi sayılıyor
- Dinden çıkmak evliliği sona erdirir
Bunların dışında da yüzlerce can sıkıcı ifade var.
Sabırla, bilgiyle ve samimi mücadele
Aydınlar, yazarlar, sendika, dernek ve kitle örgütlerinin pek çoğu, yukarıda sıraladığım ifadelerden haberi yok. Bu bilgiler kendilerine sunulduğunda da gündem değilse ve dolayısıyla kendilerini öne çıkarmıyorsa pek dikkate almıyorlar. Ancak Diyanet’in buluğa ilişkin ifadesi veya tarikat liderinin 6 yaşındaki kızın evlendirilmesi kamuoyunun gündemi haline gelince harekete geçiyorlar. Bunda, haberlerinin yeni olmasından daha ziyade belirttiğim kamuoyunu önemsediğini göstererek kendilerini önemli kılmanın etkisi öne çıkıyor. Kahrediyorlar, lanetliyorlar ama fetvalara ve ders kitaplarına karşı etkili mücadele için araştırmıyorlar, bilgi toplamıyorlar, bilgiyi sunanları önemsemiyorlar. Medyanın gündeminden düştükten sonra da konuyu hukuksal ve toplumsal mücadele haline getireni nadir. Dolayısıyla mücadelenin samimiyetini sorgulamamıza neden oluyor. Sabırla ve bilgiyle, dolayısıyla samimi mücadele edeceklere ihtiyaç var.
Not: 6 yaşındaki kızın evlendirilmesini lanetlemek yetinmek istemeyenler “Diyanet’in Fetvaları” ve “Gayrimilli Eğitim” kitaplarımı mücadelede değerlendirebilir. Ayrıca elimdeki başka bilgileri sunarım. Bana sosyal medya hesaplarımdan ve solak81@outlook.com’dan ulaşabilirsiniz.
MUSTAFA SOLAK
[1] “Çocuk haklarının korunması ve çocuğun yüksek yararının gözetilmesi dini, hukuki ve insani bir sorumluluktur”, Diyanet, 8 Aralık 2022, erişim tarihi 12 Aralık 2022, https://www.diyanet.gov.tr/tr-TR/Kurumsal/Detay/34051/cocuk-haklarinin-korunmasi-ve-cocugun-yuksek-yararinin-gozetilmesi-dini-hukuki-ve-insani-bir-sorumluluktur
[2] “Bulûğ”, Diyanet, erişim tarihi 02.01.2018, http://www.diyanet.gov.tr/dinikavramlar/dinikavramlar-B/BUL%C3%9B%C4%9E